TR EN AR FA
 
İnternet sitemizde yer alan yayınlar, düşünce yazıları niteliğinde olup yazarların ele aldıkları konu hakkındaki bireysel görüşlerini yansıtmaktadır; düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan bir Büro olarak her türlü fikre saygı ve dile getirilmelerinden memnuniyet duyuyoruz. Sitemizdeki yazı ve makalelerde yer alan bilgileri spesifik bir hukuki uyuşmazlığa uygulamadan önce mutlaka bir Avukata danışmanızı tavsiye ederiz.

5275 Sayılı İnfaz Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7242 Sayılı Kanun'un Getirdiği Değişiklikler


GİRİŞ

Küresel çapta hızla yayılan Covid-19 salgınının ülkemizde de hayatı durma noktasına getirmesi nedeniyle hükümet tarafından her geçen gün yenileri eklenmek suretiyle bir takım önlemler alınmaktadır. Getirilen önlemlerden bir diğeri cezaevlerinde kendini göstermektedir. Cezaevinde bulunan hükümlü ve tutukluların da can sağlığının korunması adına cezaevi memurlarının 15 gün cezaevinde çalışma, 15 gün gözetim altında tutulması, hükümlü ve tutukluların aileleri ile görüşmelerinin iptal edilmesi, nakillerin iki hafta süreyle ertelenmesi gibi tedbirler hayata geçirilmiştir. Bu süreç içerisinde salgının hızla yayılmaya devam etmesi, Hükümetin bir süredir hayata geçirmeyi planladığı İnfaz Yasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna, salgın sebebiyle bir takım önlemler içeren koruyucu maddeler de eklemesine neden olmuştur.

Bilindiği üzere Mecliste uzun bir süredir görüşülmekte olan ceza infaz indirimi düzenlemesine ilişkin kanun teklifi TBMM tarafından 14.04.2020 tarihinde kabul edilerek kanunlaşmış olup, 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Böylelikle günlerdir yanıtsız kalan sorular, kesin cevaplara kavuşmuştur. Kanun paketi gerek Covid-19 salgını sebebiyle eklenen maddeler, gerekse aylardır hayata geçirilmesi planlanan maddelerden oluşmaktadır. Söz konusu bu değişiklikler, TCK’nın 7.maddesinde düzenlenen “...infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.” ilkesi gereğince son derece önemlidir. İşbu raporumuzda, kabul edilen yasanın tutuklu ve hükümlülüler bakımından getirdiği değişiklikler değerlendirilecektir.

A. 7242 SAYILI KANUNUN GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER

1. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 2. Maddesi ile ;

4675 sayılı Kanunun “İnfaz Hakimliklerinin Kuruluşu” başlıklı 2. maddesi başlığıyla birlikte değiştirilerek infaz hakimliklerinin kuruluşu, yetkileri, yargı çevreleri, idari sınırları yeniden düzenlenmiştir.

Yeni düzenleme dahilinde kanun metnine eklenen Fıkra ile; Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında idarece yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere karşı yapılan şikâyetler bakımından işlemin yapıldığı veya faaliyetin gerçekleştiği ceza infaz kurumunun bulunduğu yer infaz hâkimliğinin yetkili olacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu doğrultuda yapılacak şikayetleri inceleyecek mercii şikayete konu olan işlemin yapıldığı veya faaliyetin gerçekleştiği infaz kurumunun bulunduğu yerdeki infaz hakimliği olacaktır.

2. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 4. Maddesi ile ;

4675 sayılı Kanunun “İnfaz Hakimliklerinin Görevleri” başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki iki bent eklenerek, infaz hakimlerine yeni görevler tayin edilmiştir:

“5. Cumhuriyet savcısının ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan şikâyetleri incelemek.

6. Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin mahsup, ceza zamanaşımı ve hükümlünün ölümü hâllerinde verilecek kararlar da dahil olmak üzere hâkim veya mahkeme tarafından verilmesi gerekli kararları almak ve işleri yapmak.”

Dolayısıyla yeni düzenleme ile, Cumhuriyet savcısının verdiği ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkındaki her türlü karara karşı yapılacak şikayetleri inceleme mercii olarak infaz hakimlikleri tayin edilmiş bulunmaktadır. Yine aynı şekilde ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin verilecek her türlü kararın mercii de infaz hakimlikleri olarak düzenlenmiştir.

3. 7242 Sayılı Yasanın 8. Maddesi ile ;

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kısa Süreli Hapis Cezasına Seçenek Yaptırımlar” başlıklı 50. maddesinin 6. fıkrasında yer alan “hükmü veren mahkeme” ibaresi “infaz hâkimliği” ve 7. fıkrasında yer alan “hükmü veren mahkemece” ibaresi “infaz hâkimliğince” şeklinde değiştirilmiştir.

Bahsi geçen kanun metninin yeni değişiklikten önceki halinde, hapis cezası seçenek yaptırıma çevirilen ve fakat Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, hükmü veren mahkeleme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verebiliyor idi. Yeni düzenleme ile bu kararı verecek merci infaz hakimliği olarak değiştirilmiştir. Yine maddenin devam eden fıkrasında, hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi halinde, bu tedbir hükmü veren mahkeme tarafından değiştirilir iken, yeni düzenleme ile bu yetki de infaz hâkimliğine devredilmiştir.

4. 7242 Sayılı Yasanın 9. Maddesi ile ;

5237 sayılı Kanun’un “Hapis Cezasının Ertelenmesi” başlıklı 51. Maddesi değiştirilmiştir.

Madde hapis cezasını hangi şart ve koşullar altında ertelenebileceğini düzenlemektedir. Maddenin 3. Fıkrasında cezanın ertelenmesinin, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabileceği düzenlenmektedir. Maddenin devamında, bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edileceği ibaresi yer alır. Yeni düzenleme ile maddeye, koşulun yerine getirilmesi halinde, hükümlünün infaz hâkimi kararıyla infaz kurumundan derhal salıverileceği eklenmiştir.

5. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 15. Maddesi ile ;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun “Adli Kontrol” başlıklı 109. maddesine 4. fıkra olarak aşağıdaki ibare eklenmiştir:

“- Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 5275 sayılı Kanun’un 16/3 maddesi uyarınca tespit edilen şüpheli ile,

- Gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6 ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilecektir.

Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adli kontrol kararı verebilir.

Kanun, getirdiği bu değişiklik ile yukarıda belirtilen şartları taşıyan kişilerin tutuklanması yerine adli kontrol şartı ile serbest bırakılabileceğini kabul etmiştir. Lakin burada hâkime adli kontrol kararı verme zorunluluğu getirilmemiş olup, yalnızca takdir yetkisi tanınmıştır. Dolayısıyla artık yukarıda sayılan şartları taşıyan kişilere hâkim veya mahkeme tarafından tutuklama kararı yerine adli kontrol kararı verilebilecektir.

6. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 16. Maddesi ile;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un “Tedbirlere Uymama” başlıklı 112. maddesinin 1. fıkrasına aşağıdaki ibare eklenmiştir:

Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de tutuklama kararı verebilir.”

Bahsi geçen 5271 Sayılı Kanun’un 112.maddesi uyarınca, hakkında adli kontrol kararı uygulanarak serbest bırakılan şüpheli veya sanık, mahkeme tarafından yükümlü kılındığı tedbirlere uymaması halinde, hükmedilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun hakkında tutuklama kararı verilebilmektedir. Bu madde, yeni düzenlemeden önceki halinde yalnızca yargılaması devam eden şüpheli veya sanık hakkında uygulanabilmekte idi. Yeni düzenleme neticesinde 112. Maddenin ilk fıkrasına yukarıda ibare eklenerek, artık ilk derece yargılaması sona ererek hakkında mahkûmiyet hükmü verilen, lakin bu karar kesinleşmeyen hükümlü hakında da uygulanabilecektir.

7. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 17. Maddesi ile;

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 272. Maddesinin 3. Fıkrasına aşağıdaki ibare eklenmiştir:

Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.”

Madde metni ilk derece mahkemeleri tarafından verilen hükümlere karşı gidilen istinaf kanun yolunu düzenlemektedir. Maddenin 3. Fıkrasında hangi hükümlerin verildiği anda kesin olup, bu hükümlere karşı istinaf kanun yolunun kapalı olduğu düzenlenmiştir. Yeni değişiklikle, istinaf kanun yolunun kapalı olduğu hükümlerin tekerrerü esas alınmayacağı ibaresi maddenin 3. Fıkrasına eklenmiştir. Böylece, verildiği anda kesin olup, istinaf kanun yolu kapalı olan kararlar tekerrüre esas alınmayacak, bu şekilde hükümlü olanların cezalarının infazı da mükerrirlere özgü infaz rejimi doğrultusunda gerçekleştirilmeyecektir.

8. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 18. Maddesi ile;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Açık Ceza İnfaz Kurumları” başlıklı 14. maddesinin 2. fıkrasında değişiklik yapılarak, aşağıda belirtilen hallerde hükümlüler hakkında verilen cezaların doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilebileceği düzenlenmiştir:

- Terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları ile örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar ile ikinci defa mükerrer olanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler hariç olmak üzere kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkum olanlar,

- Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar,

- Adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler,

- 2004 sayılı İcra İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tutulanlar.

Yapılan değişiklik ile artık, bu maddede sayılan koşulları taşıyan hükümlüler kapalı ceza infaz kurumlarında çekme zorunda oldukları cezaları açık ceza infaz kurumlarında çekecektir. Lakin madde içeriğinde de belirtildiği üzere, terör suçları, örgüt kurma, yönetme veya örgüte üye olma, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan ceza alanlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen cinsel saldırı, çocuğun cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz suçlarından mahkûm olanlar ile ikinci defa tekerrüre uğrayanlar ve koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler bu hükümden faydalanamayacaklardır. Dolayısıyla bu suçları işlemiş olanlar bakımından bu değişiklik hükmü uygulanmayacak olup, bu suçlular hakkında hükmolunan cezaların infazı kapalı ceza infaz kurumlarında gerçekleştirilecektir.

9. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 19. Maddesi ile;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Hapis Cezasının İnfazının Hastalık Nedeni ile Ertelenmesi” başlıklı 16. maddesinin 4. fıkrasında değişiklik yapılmıştır.

Fıkranın değişiklikten önceki halinde gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş olan kadınlar hakkında hapis cezasının infazının bu sürelerin sonuna kadar geri bırakılması imkânı mevcuttu. Lakin söz konusu maddede değişiklik içeren yeni düzenleme ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş olan kadınlar hakkında hapis cezasının geri bırakılmasına karar verilecektir. Böylece gebe ve henüz doğum yapmış kadın hükümlüler için hapis cezasının geri bırakılması kararının uygulama alanı genişletilmiştir.

10.7242 Sayılı Yeni Yasanın 20. Maddesi ile;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Hükümlünün İstemiyle İnfazın Ertelenmesi” başlıklı 17. maddesinin 4. fıkrasında değişiklik yapılmıştır.

Yeni değişiklik ile infazın ertelenmesi süresi ve kapsamı genişletilmiştir. Şöyle ki; maddenin değişiklikten önceki halinde kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezalarının infazına başlanmış olsa bile, hükümlünün yükseköğretimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkânsız hale gelmesi veya hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hallerde, Cumhuriyet Başsavcılığınca altı ayı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara verilebileceği yer almaktaydı.

14.04.2020 tarihli yasayla getirilen değişiklik ile, madde kapsamına hükümlünün eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle bakıma muhtaç olmaları halinde de hükümlünün infazına ara verilebileceği ibaresi eklenmiştir. Aynı zamanda infazın ertelenmesinin süresi maddenin önceki halinde altı ay iken yeni düzenleme ile bir yıla çıkarılmıştır.

Bu durumda Cumhuriyet Başsavcılığı yeni düzenleme ile yukarıda bahsi geçen kanun maddesinin 4. fıkrasında belirtilen şartların oluşması durumunda hükümlü hakkında altı ayı değil bir yılı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara verilmesine karar verebilecektir.

11.7242 Sayılı Yeni Yasanın 21. Maddesi ile ;

5275 sayılı Kanun’un “Yakalama Emri” başlıklı 19. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir:

(4) Hakkında yakalama emri çıkarılan hükümlünün yakalanabilmesi amacıyla gerektiğinde konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama yapılabilmesi bakımından Ceza Muhakemesi Kanununun 119 uncu maddesi hükümleri uygulanır.

Hâkim tarafından verilecek arama kararları sulh ceza hâkimi tarafından verilir.”

Maddenin bu yeni düzenlenmden önceki hali, yakalama kararı üzerine kişinin yakalanabilmesi için konutunda, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama yapılabilmesi ibaresini içermiyordu. Yeni düzenleme ile, yakalama kararının yerine getirilmesi için CMK’nın Arama Kararı başlıklı 119. maddesine atıf yapılmış olup, kişinin konutta, işyerinde ve kapalı alanlarda yakalanmak üzere aranabilmesinin önü açılmıştır.

12.7242 Sayılı Yeni Yasanın 30. Maddesi ile;

5275 Sayılı Kanun’un “Kendi İstekleri İle Nakil” başlıklı 54. Maddesinin 1. Fıkrasının (c) bendine aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

c) Ceza infaz kurumlarında bulunulması gereken sürenin üç aydan fazla olması,

Bahsi geçen madde hükümlülerin kendi istekleri ile nakil olabilmeleri için bulunması gereken koşuları düzenlemektedir. Maddenin yapılan değişiklikten önceki halinde, bu şartlardan biri “koşullu salıverilmesine 5 aydan az süre kalmamış olması” idi. Lakin bu bent yukarıdaki şekilde değiştirilerek, hükümlünün nakil talebinin yerine getirilebilmesi için, ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin üç aydan az kalmamış olması aranmaktadır.

13.7242 Sayılı Yeni Yasanın 38. Maddesi ile;

5275 Sayılı Kanun’un “Mazeret İzni” başlıklı 94. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “beşte birini” ibaresi “onda birini” ve ikinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “bir defaya” ibaresi “asgari bir ay arayla toplam iki defaya” şeklinde değiştirilmiştir.

Maddenin yeni düzenlemeden önceki halinde, hükümlünün mazeret izni kullanabilmesi için, hükümlülük süresinin beşte birini iyi halli geçirmesi şartı aranıyordu. Yeni düzenleme ile bu süre onda biri olarak değiştirilmiş olup, hükümlünün mazeret iznini daha kısa sürede alabilmesi imkanı tanınmıştır.

Maddenin 2. Fıkasının (b) bendinde hükümlünün ana, baba, eş, çocuk, kardeşleri ile, eşin anne veya babasından birinin önemli veya ağır hastalık hali bulunması halinde verilecek izin düzenlenmektedir. Maddenin değişiklikten önceki halinde hükümlünün her bir yakını için bir defaya mahsus izin verilmekte iken, yeni düzenleme bu hak “asgari bir ay arayla toplam iki defa” olmak üzere genişletilmiştir.

14. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 39. Maddesi ile;

5275 sayılı Kanun’un “ Özel İzin” başlıklı 95. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “üç güne” ibaresi “yedi güne” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

Hastalık veya doğal afet gibi zorunlu hâllerde bu izinler birleştirilerek kullandırılabilir.”

Maddenin düzenlemeden önceki halinde, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlarla kapalı ceza infaz kurumunda olup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazananlara, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini veya güçlendirmelerini ve dış dünyaya uyumlarını sağlamak amacı ile üç ayda bir, yol hariç üç güne kadar izin verilmekteydi. Yeni düzenleme ile bu süre yedi güne çıkartılmış bulunmaktadır.

Ayrıca yeni düzenleme ile fıkraya yukarıda ibare eklenmiş, zorunlu hallerde izinlerin birleştirilmesi imkânı getirilmiştir.

15.7242 Sayılı Yeni Yasanın 46. Maddesi ile;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Denetimli Serbestlik Uygulanarak Cezanın İnfazı” başlıklı 105/A maddesinde değişiklik yapılmıştır.

Şöyle ki, maddenin yeni düzenlemeden önceki hali;

"Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;

a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,

b) Çocuk eğitim evinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar verilebilir." şeklinde idi.

Değişiklikten önceki madde hükmü uyarınca, hükümlünün, iyi halli olarak açık cezaevinde cezasının infazına başlandıktan sonra, cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçirmek ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalmış olmak koşulları birlikte sağlaması ve hükümlünün de talebinin bulunması halinde, infaz hakimi tarafından, hükümlünün infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle devamına karar verilebilmekte idi.

Lakin yeni düzenleme ile bu maddenin yukarıda yazılı (a) ve (b) bentlerinde belirtilen süreler değiştirilmek suretiyle koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürenin beşte dördünü ceza infaz kurumunda geçiren ve açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitim evinde bulunan iyi halli hükümlülerin talepleri halinde cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebilecektir. Lakin bu fıkra uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz süresi üç yılı geçemez.

Dolayısıyla yeni düzenleme ile, artık hükümlünün açık ceza infaz kurumunda cezasını çekerken koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalması ve açık ceza evinde cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçirmiş olması koşullarını sağlaması aranmayacaktır.

Yukarıda açıklanan infaz usulünden 5275 Sayılı İnfaz Yasasının 105. maddesinin 2.fıkrası uyarınca;

“Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler de, diğer şartları da taşımaları halinde” yararlanabileceklerdir.

Yine 105.maddenin 3. Fıkrası uyarınca;

a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler,

b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler, koşullu salıverilme için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken sürenin beşte üçünü ceza infaz kurumunda geçirmeleri ve diğer şartları da taşımaları halinde yararlanabileceklerdir.

Lakin 14.04.2020 tarihinde Mecliste kabul edilerek yasallaşan bu yeni düzenlemelerde bir de Geçici Madde 6 hükmü yer almaktadır. Söz konusu Geçici Madde 6 uyarınca; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesinde yapılan değişiklik 30.03.2020 tarihinden sonra işlenen suçları kapsayacaktır. 30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından; 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’unun;

a. kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83),

b. üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları,

c. neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, (madde 87, fıkra iki, bent d),

d. işkence suçu (madde 94 ve 95),

e. eziyet suçu (madde 96),

f. cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105),

g. özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138),

h. uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188)

i. İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ve,

j. 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç tutulmak suretiyle madde kapsamından çıkarılmıştır.

Bu maddede değişiklik yapan Kanunla değiştirilen 105/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıl”lık süre, “üç yıl” olarak uygulanır. Ayrıca bu hükümler iyi halli olmak koşuluyla kapalı cezaevinde kalan hükümlüler hakkında da uygulanacaktır.

16. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 48. Maddesi ile;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da Denetimli Serbestlik sürelerinde ve kapsam içine aldığı suçlarla ilgili değişiklik yapılmıştır. 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin düzenlemeden önceki halinde ağırlaştırılmış müebbet ve müebbet hapis cezası hariç diğer süreli hapis cezalarına mahkûm olanlar cezalarının üçte ikisini ceza infaz kurumunda çektikten sonra koşullu salıvermeden yararlanabilmekte idiler. Lakin 14.04.2020 tarihinde Meclisten geçerek yasallaşan kanun ile 107. maddede değişik yapılarak, süreli hapis cezalarına mahkûm olanlardan,

1. Kasten öldürme suçlarından (madde 81, 82 ve 83) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

2. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan (madde 87, fıkra iki, bent d) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

3. İşkence suçundan (madde 94 ve 95) ve eziyet suçundan (madde 96) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

4. Cinsel saldırı (madde 102, ikinci fıkra hariç), reşit olmayanla cinsel ilişki (madde 104, ikinci ve üçüncü fıkra hariç) ve cinsel taciz (madde 105) suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

5. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan (madde 102, 103, 104 ve 105) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,

6. Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlardan (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan (madde 188) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,

8. Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından (madde 326 ilâ 339) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

9. Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olan çocuklar,

cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabileceklerdir.

Bu suçlar haricinde belirli süreli hapis cezasına mahkum olanlar için ise cezalarının yarısını iyi halli olarak ceza infaz kurumunda çektikten sonra koşullu salıvermeden yaralanabileceklerdir.

Bu şekilde ağırlaştırılmış müebbet cezası alanlar 30 yılını, müebbet hapis cezası alanlar 24 yılını iyi halli olarak ceza infaz kurumunda çekmesi halinde koşullu salıvermeden yararlanacak olup Kanun’un eski halinden farklı olarak düzenlenmemiştir.

Yapılan değişiklikle hükmün devamına,

Koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından ise tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanır.” hükmü eklenmiştir.

Yine maddenin devamına yapılan değişiklik ile aşağıdaki hüküm eklenmiştir:

İnfaz hâkimi ayrıca, iki yılı geçmemek üzere denetim süresi içinde hükümlünün denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenecek yükümlülüklere tabi tutulmasına karar verebilir. Bu karar gereğince denetimli serbestlik müdürlüğü, risk ve ihtiyaçlarını dikkate alarak hükümlüyü;

a) Belirli bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma,

b) Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme,

c) Belirlenen programlara katılma,

yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutar. Denetimli serbestlik müdürlüğü hükümlünün risk ve ihtiyaçlarını dikkate alarak yükümlülükleri değiştirebilir.”

Yapılan değişiklik maddesi ile infaz hakimine, iki yılı geçmemek üzere, denetim süesi içinde hükümlüyü sayılan üç yükümlülükten bir veya bir kaçını birlikte yerine getirmeye yükümlü kılma yetkisi verilmiştir. Lakin hükümlüyü belli yükümlülüklere tabi kılma imkanı tanıyan bu hükmün uygulanması mecburi değildir. Burada kanunkoyucu yaptığı yeni düzenleme ile hakime takdir yetkisi tanımıştır.

Yine bahsi geçen 107. maddede yapılan değişikliklerden bir diğeri tekerrür halinde koşullu salıverilme şartlarında kendini göstermektedir. Yeni düzenleme ile, tekerrür halinde koşullu salıverilmeye kadar hükümlünün cezaevinde geçirmesi gereken süre değiştirilmiştir. Şöyle ki;

Tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,

b) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,

c) Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuziki yılının,

d) Süreli hapis cezasının üçte ikisinin,

infaz kurumunda çekilmesi halinde, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir. Lakin hükümlünün TCK’nın 102 nci maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı belirli süreli hapis cezası alması halinde süreli hapis cezasının üçte ikisinin değil, dörtte üçünü iyi halli olarak geçirmesi durumunda koşullu salıvermeden yararlanabilecektir.

17. 7242 Sayılı Yeni Yasanın 49. Maddesi ile,

5275 sayılı Kanun’unMükerrirlere Ve Bazı Suç Faillerine Özgü İnfaz Rejimi Ve Denetimli Serbestlik Tedbiri” başlıklı 108. maddesinin 1. fıkrasına (b) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiştir:

c) Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuziki yılının,”

Mükerrirlerin koşullu salıveirlme şartlarını düzenleyen maddede yapılan değişiklik ile, birden fazla süreli hapis cezasına mahkum olanlar da en fazla otuziki yılını ceza infaz kurumunda iyi hâlli olarak geçirmeli halinde, mükerrirlere özgü koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanılabilecekleri düzenlenmiştir.

Yine yapılan değişiklik ile maddenin (d) bendindeki “dörtte üçü” ibaresi, üçte ikisi olarak değiştirilmiştir. Böylece süreli hapis cezası ile mahkûm olan mükerrirler, cezalarının dörtte üçünü değil, üçte ikisini ceza infaz kurumunda çekmeleri halinde mükerrirlere özgü koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanabileceklerdir.

Yine yeni düzenleme ile maddenin yukarıda sözü geçen 1. Fıkrasına aşağıdaki ibare eklenmiştir:

Ancak, koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanır.”

Bu düzenleme ile koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından yukarıdaki bentlerden farklı olarak, tabi oldukları koşıullu salıverilme oranı uygulanacaktır.

18.7242 Sayılı Yasanın 53. Maddesi ile ;

5275 sayılı Kanunu’nun “Denetimli Serbestlik Uygulanarak Cezanın İnfazı” başlıklı 105/A maddesine Covid-19 salgını sebebiyle önlem amaçlı Geçici Madde eklenerek aşağıdaki ibare getirilmiştir:

Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılır. Salgının devam etmesi hâlinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere üç kez uzatılabilir. Bu fıkra uyarınca izinli sayılanlar hakkında 95 ve 97 nci madde hükümleri uygulanır.”

Bahsi geçen madde Covid-19 Salgınının cezaevlerinde yayılmasını önlemek amacıyla paket içeriğine alınmış bulunmaktadır. Bu madde uyarınca;

a. Açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar,

b. kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler,

c. denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler,

d. uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler

31.05.2020 tarihine kadar izinli sayılacak olup, salgının devamı halinde azami iki ay sürelerle üç kez uzatılabilecektir. Bu şekilde izinli sayılanlar hakkında Kanun’un 95. Maddesinde düzenlenen “özel izin” hükümleri ile özel izin kullanan kişilerin izinden dönmeme veya geç dönmeleri halinde uygulanacak prosedürleri düzenleyen 97. Madde uygulanacaktır.

B. YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN DERHAL UYGULANMASI İLKESİ

Yukarıda bahsi geçen yeniliklerin asıl önemi, söz konusu bu hükümlerin tabii olduğu “derhal uygulama” ilkesinde kendini gösterir. Şöyle ki; Türk Ceza Kanunu’nun 7. Maddesi uyarınca, “Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.” Bu bağlamda, infaz rejimini değiştiren kanunlar lehte veya aleyhte olmalarına bakılmaksızın derhal uygulanır[1]. Söz konusu bu uygulamanın sebebi, geliştirilen her yeni infaz kanununun suçluların ıslahı yönünde daha başarılı sonuçlar alınması yönünde elverişli olduğu varsayımıdır. Lakin unutulmamalıdır ki, söz konusu derhal uygulama ilkesi, erteleme, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili hükümler bakımından uygulanmayacaktır.

Yine aynı şekilde Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan değişiklikler de derhal uygulama ilkesine tabiidir. Ceza muhakemesi hükümlerinin derhal uygulanacağı ibaresi kanununda açıkça yer almamakla birlikte tabiatı gereği derhal uygulama ilkesine tabiidir. Şöyle ki, yapılan her ceza yargılaması, yürürlükteki hukuk kurallarına göre yapılır. Yargılamanın yapıldığı tarihte hangi Ceza Muhakemesi hükmü yürürlükte ise, iş ve işlemler ona göre yürütülür. Bunun sonucu olarak,

a. İşlemin erçekleştirileceği tarihte uygulanacak olan Ceza muhakemesi hükmünün sanık veya şüphelinin lehine veya aleyhine olduğuna bakılmaksızın derhal uygulanır.

b. Muhakeme işlemleri daima, işlemlerin gerçekleştirileceği tarihte yürürlükte olan Ceza Muhakemesi kanunlarına göre yürütülür.

c. Yürürlükteki kanuna göre bir kez yapılan iş ve işlemler, daha sonra kanunun değişmesi ile geçersiz olmaz ve yapılan değişikliklerden etkilenmeden geçerli olmaya devam eder.

d. Yapılması gerekip de henüz yapılmamış işlemler, artık sonraki tarihli kanuna göre yapılır.

SONUÇ

Bilindiği üzere, aylardır üzerinde çalışılarak hayata geçirilmesi beklenen ve Af Yasası olarak bilinen 5275 Sayılı İnfaz Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 14.04.2020 tarihinde Meclisten geçerek kanunlaşmış olup 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu kanun, infaz rejimine getirdiği değişiklikler ve bu değişikliklerin yukarıda bahsedildiği üzere derhal uygulanacak olması sebebiyle oldukça önemlidir. Öte yandan Covid-19 salgınının ülkemizde de etkilerini göstermesi sebebiyle bahsi geçen pakete bu kapsamda alınan bir takım önlemler de eklenmiştir. Biz de işbu yazımızda bu değişikliklerden en büyük öneme sahip maddeleri ele alarak hukuki açıdan değerlendirmiş bulunmaktayız.



[1] ZAFER, Hamide: Ceza Hukuku Genel Hükümler, 4. Baskı, İstanbul 2015, s.104.


#makale #5275 #7242
Yol Tarifi