TR EN AR FA
 
İnternet sitemizde yer alan yayınlar, düşünce yazıları niteliğinde olup yazarların ele aldıkları konu hakkındaki bireysel görüşlerini yansıtmaktadır; düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan bir Büro olarak her türlü fikre saygı ve dile getirilmelerinden memnuniyet duyuyoruz. Sitemizdeki yazı ve makalelerde yer alan bilgileri spesifik bir hukuki uyuşmazlığa uygulamadan önce mutlaka bir Avukata danışmanızı tavsiye ederiz.

Covid-19 Önlemleri Çerçevesinde Sermaye Şirketlerinin Kar Payı Dağıtımına Getirilen Kısıtlamalar

I.Genel Olarak Kâr Payı Dağıtımı

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) düzenlenmiş olduğu üzere; her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkını haizdir. (İmtiyazlı pay durumu ile ilgili istisnalar saklıdır.) Esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa kâr ve tasfiye payı pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilir ve yıllık kâr, yıllık bilançoya göre belirlenir. Kâr payı ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilmektedir. Serbest yedek akçeler, belirli bir amaç için ayrılmamış olan ve kanuni düzenleme, esas sözleşme hükmü veya genel kurul kararı ile yedek akçe olarak ayrılmamış kısma karşılık gelmektedir. Bu itibarla, şirketler olağan genel kurul toplantılarında kârın kullanım şekli, dağıtılacak kâr ve kazanç payları oranları hakkında karar vermektedirler.

II.7244 sayılıYeni Koronavirüs (Covıd-19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Getirilen Düzenlemeler

Yukarıda kâr payı dağıtımına ilişkin genel olarak verilen bilgiler geçerliliklerini aynen korumakla birlikte, 17.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7244 sayılı Kanun’un 12. maddesi ile TTK’ya Geçici Madde 13 eklenmiştir. İlgili maddede, 2019 yılına ait kâr dağıtımı konusunda hali hazırda karar vermiş ile henüz karar vermemiş şirketler arasında bir ayrıma gidilmiştir. Bu itibarla;

1.2019 yılı kâr dağıtımına ilişkin henüz bir karar vermemiş olan sermaye şirketlerinin, 2019 yılına ait dağıtımını yapabilecekleri net kâra sınırlama getirilmiş ve bu şirketlerin 30.09.2020 (18.09.2020 tarihli 31248 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2948 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca, TTK Geçici Madde 13’te belirtilen bu süre 30.09.2020 tarihinden itibaren 3 (üç) ay uzatılmıştır.) tarihine kadar;

-2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde yirmi beşine kadarının dağıtımına karar verilebileceği,

-Geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemeyeceği,

-Genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemeyeceği düzenlenmiştir.

Belirtmek gerekir ki; devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirketler bu düzenlemenin uygulama alanı dışarısında tutulmuştur.

2.2019 yılı kâr dağıtımına dair karar vermiş olan şirketlerin ise; henüz pay sahiplerine ödeme yapmamış veya kısmi ödeme yapmış olması halinde, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan kısma ilişkin ödemeleri 30.09.2020 tarihine (18.09.2020 tarihli 31248 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2948 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca, TTK Geçici Madde 13’te belirtilen bu süre 30.09.2020 tarihinden itibaren 3 (üç) ay uzatılmıştır.) kadar ertelemesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

III.Sonuç

Tüm dünya ile birlikte ülkemizi de etkisi altına almış olan Covid-19 salgını, bireylerin günlük hayatlarının yanı sıra bireylerinkinden devletlerinkine kadar her türlü ekonomiyi de derinden etkilemektedir. Bu etkilerden kaçınabilmek ya da mümkün olduğu kadar ile minimize edebilmek adına devlet tarafından bu bilgi notuna konu önlemler alınması son derece mantıklıdır. Zira salgının ve/veya etkilerinin ne kadar süreceği bilinememekle birlikte tüm olası etkileri de öngörülememektedir. Bu nedenle Kanun’un amacının; bireylerin ve diğer tüm kuruluşların işleyişini ve ekonomik refahını koruyabilmek ile hak kayıplarına sebep olabilecek imkânsızlıkların önüne geçebilmek adına şirketlerin ileride ihtiyaç duyabilecekleri parayı kasalarında bulundurmaya devam etmelerini sağlamak olduğunu düşünmekteyiz.

Son olarak, maddenin son fıkrası ile maddenin kapsamına giren sermaye şirketlerine ilişkin istisnalar ile uygulamaya dair usul ve esasları belirlemeye, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşünü almak suretiyle Ticaret Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Dolayısıyla ilerleyen dönemlerde ilgili Bakanlıklar tarafından alınacak kararlar ile uygulamada karşılaşılacak istisnalar ile yaşanacak gelişmeler merakla beklenmekte ve büromuz tarafından sıkıca takip edilmektedir. 18.09.2020

Saygılarımızla,

ESİS HUKUK BÜROSU

Yol Tarifi